Monday, November 27, 2006

Izin Gunu... Ev Hali...

Bir kac gun izinlerimi birlestirip Sukran gunu tatilini uzatmak istedim. Bugun son gun.
Sabah Sevgilim evden cikar iken , bugun Turk bakkala ugra ve benim Eti Burcak larimi al, haftaya Etyopya'da olacagim, zor durumda atistitacak bir seyler olsun dedi. Bende onun isteklerini yerine getirken baktim ki,bakkalda, kenarida firindan yeni cikmis, pernirli pogaca ve acmalar durmakta, tabi ki onlardan yeterli miktarda! alip eve dondum.
Disaridaki nerede ise Mayis havasina yakin havada arka bahcede cayimi demlemis, pogacalarimi almis, elimde lap top , gezinti halindeyim .Yan tarafa da bizim arka bahce resmini ekliyeyim dedim ki beni beni bir kenara yerlestirin:).

Nerede kalmistik en son Montreal'de? Evet, her yerde soylenir yedigin ictigin senin olsun bize, gorduklerini anlat diye... Ben bunu tersine cevirip konuya yenip icilenlerden devam edecegim.
Oncelik ile, sanirim herkes bir yerlerde bir French Onion Soup (Sogan corbasi )icmistir. Lakin , Montrealde bunu bir yapiyorlar.... Lezzetli oluyor....Yukariya resmini ekledim.

Beef Tartar:). Turlamalarimiz neticesinde kazarada olsa Montreal in gece yasantisinin kalbinin attigi noktayi bulduk efendim... Crescent Caddesi. Benim tatil anlayisimin vazgecilmezi olan , iyi yemek felsefesini takip ederek Newtown Club i gozumuze kestirdik. Masamiza yerlestik. Fransiz yemegine yakisir sekilde 2001 Bordeaux, kirmizi sarabimizi soyleyip, listeyi taramaya basladik. Benim gozume Kuzu pirzola gibi bir seyler takildi ve sarap ile iyi olacagini dusundum, sevgilimde Beef Tartar! siparisi verdi.
Benim kuzu pirzolalar i sef sanatini gostererek, tabagi guzel bir sekilde dizayn etmis, getirdiler. Bu arada garson umuz bana kuzu nun orta derecede pismis olacagini bence bir mashuru olup olmadigini sordu. Bende , Sef'den daha iyi mi bilecegim, sef bey nasil arzu eder ise oyle yapsin dedim. Sevgilimede hic bir sey sorulmadi. Beef tartar imiz gelince beef tartar denen seyin cig kirmizi et oldugunu anladik fakat, sordugumuzda bize bu etin sigir in en iyi yerinden kesilen etin, baharatlar ile karistirilip hazirlanan bir cesit et oldugu ve cig olmasininda bir saglik problemi yaratmayacagi soylenince afiyetle yemege gecildi.
Bir de dikkatimizi ceken sey, insanlarin son derece guler yuzlu, sizi yormayan, telassiz halleri oldu, biz alismisiz New York un " rat race " temposuna, bunuda hos bir ayrinti olarak belirtelim.

Ortam guzel, yemekler guzel, sarap guzel, tabi ki Montreal 'de guzel.

Sunday, November 26, 2006

Ooooo Canada !!!!



Montreal, ya da Fransızca Montréal, Quebec eyaletinin en büyük, Kanada'nın ise ikinci büyük kenti imis.

Sehir, Paris'in ardından dünyanın Fransızca konuşan en büyük ikinci sehri. Biricik sevgilim az da olsa Fransizca pratik imkani buldu, bende 10-12 kelimelik bir Fransizca bilgisine sahip oldum. Hatta bir ara biricik sevgilime dedim ki; Beni buraya birak 25-26 yila kalmaz bulbul gibi Fransizca konusurum. Ilk 20 yil biraz zorluk cekerim ama sonrasi cok kolay ogrenilen bir dil...

Neyse ki herkes , evet yanlis duymadiniz, hemen hemen bizim gordugumuz herkes ingilizceyi konusmakta idi. Hatta, benim kirmizi kareli gomlegime ve khaki yazlik pantalonuma bakan herkes ana dilleri Fransizca olmasina ragmen konusmaya ingilizce basliyor idi:)...

Dünyanın en saygın üniversitelerinden biri olarak kabul edilen McGill Üniversitesi Montreal'de. Bende tam not verdim. Sehrin gobeginde her seyin icinde guzel bir kampus olmus...

Bence sehire en onemli ozelligi, 1976 Yaz Olimpiyatlarına ev sahipliği yapmasi vermekte. Kendi kendime koydugum kisisel bir hedeftir;Her turlu sporu cok seven biri olarak dunya uzerinde Olimpiyat duzenlemis olan sehirler gorulecek!!!

Montreal ile basladik:)

Montreal; Sehire girer girmez ilk dikkatimi ceken harika dizayn edilmis sokak lambalari oldu, hemen gordugum en renkli !! Kongre binasinin onundeki sokak lambalarinin resimlerine bir kose ayirmak istedim.

Hava harika 40 F - 48 F fakat duydugumuza gore mevsim normalleri disinda bir ilik ! hava imis. Biz sokaklarda dolasabildik. Bir ara sokaklar kalabalik lakin bir de Underground City, yeralti sehri, denen sehir altinda bir alis veris yeri oldugunu bildigimizden ona bir bakalim dedik. Soyle soyliyeyim sehir altinda 28 km. yurunebilen, icinde 4000 adet apartman dairesinin dahi oldugu binlerce dukkadan olusan bir alan. Bir ara dolasir iken bu Kanada'lilar soguk un caresini bulmuslardir diye dusunup kendimize birer cift bot ve ayakkabi dahi aldik ve zamanimizin cogunu toprak ustunde olanda gecirdik. Asagisida bir gorulmeye deger.

Montreal'e resimler ile devam edecegiz....

Wednesday, November 22, 2006

Turkey Day

The First Thanksgiving, painting by Jean Louis Gerome Ferris (1863–1930)







Thanksgiving, Sukran Gunu benim en favori gunum.
Ayni gun aile ve yakin arkadaslarin bir araya gelip gunu yemek ve sohbet ile gecirme fikri. Gunun bence tek handikapi, klasik yemek olarak hindi yi secmeleri artik buda bizim ulkemiz adina talih mi yoksa talihsizlik mi ona siz karar verin. 300 Milyon insan Kasim'in dorduncu persembesi "Turkey" yemek icin bir araya gelmekte ve bu "Turkey " nesli bunca Amerikali ve Kanadali'nin tuketme istegine karsi hala ayakta.

Diyeceksiniz bunu yapmak icin ozel bir gune mi ihtiyaciniz var? Evet. Var. Bu hayat temposunda Amerikalilarin bir ileri goruslulugu daha :); 1621 yilinda Plymouth, Massachusetts' e yerlesen Pligrim' ler ; bunlar 350 yil sonra calismaktan birbirlerini goremiyecekler onlara bir bayram gunu bulalimda bir araya gelsinler fikri ile ortaya cikip birde bunu hic bir din, milliyet, irk ve cinsiyete baglamadan kutlamayi akil etmeleri ayrica guzel.

Daha cok Amerika ve Kanada da kutlanan Sukran gununu her sene Kanadalilar Ekimin ikinci Pazartesi' si , Amerikalilar ise Kasim in dorduncu Persembe' si kutlamakta.

Kanadalilar daha demokratik 3 gunluk tatil olan hafta sonunda sukran yemegini istedikleri zaman yiyebilirler, o kadar serbestlik var. Amerikalilar ise mecbur Persembe gunu yiyecek :).

Bu gunde aile ve arkadaslarin bir araya gelmesi ayni zamanda Kasim ayinin dorduncu Persembe'sini Amerika'da en fazla seyahet edilen gun olmasina neden oluyor.
Az once TV de soylediler bu sene sadece 5 milyon insan ucak la ayni gun seyahet edicekmis Amerika icinde. Bunlara tren ve araba ile bir yerden bir yere gidenleri ekleyin ortaya cikacak durumu dusunun.
Butun gun TV ler haber, hava ve yol durumunu veriyorlar. Simdiden ortalik oldukca karisik gorunuyor.

Biricik sevgilim ve bende bu gunu bir kac izin gunumuzle birlestirip Montreal, Canada'ya giderek degerlendirmek istedik. Yarin sabah erkenden yollara dusecegiz. Mesafe olarak 600 km. imis yaklasik 5-6 saat lik bir yolculuk. Artik Montreal anilarini bir ara yazacagiz...

Tuesday, November 21, 2006

Hazirliklar...

Asi ( hastaliklar dan korunmak icin olunan:) ) olmayali herhalde on yil olmustu. Uc gunde bes asi olmak bana cocuklugumu hatirlatti. Yarin iki tane daha asi yapilacak ve gorevimi yerine getirmis olacagim. Bu da nereden cikti degil mi?
Gelecek hafta sonu Etiyopya'ya gidecegim icin bu asilarin yapilmasi gerekiyormus. Soz konusu saglik olunca aciya katlanip asilari oldum tabii..



Gidecegim workshop'ta Afrika'nin her ulkesinden bir kisi ile tanisma firsatim olacagi icin bayagi heyecanliyim. Cok ilginc olacagini dusunuyorum. Bu gizemli kita hakkinda pek bir bilgim olmadigi icin hemen bir iki tane Afrika uzerine yazilmis kitap aldim. Tabii bu kadar kisa zamanda cok sey ogrenmeye firsatim olmayacak, ama hic yoktan iyidir diye dusunuyorum.

Monday, November 20, 2006

Bond , My name is James Bond



Nasil kisaca ozetlesem diye dusunmekteyim. " Hayal Kirikligi " en oz tanimlama olsa gerek.

Burasi filmi henuz seyretmemis ve seyretme plani olanlar icin uyari noktasi.

Oyle bir niyetiniz var ise bundan sonrasini okumayin.

Oncelik ile " NO GADGETS " simdi Bond u Bond yapan sey elektronik oyuncaklardir...
Bu bolumde hic bir teknolojik "oyuncak" yok, burada ilk hayal kirikligi basliyor.

Daha buyuk hayal kirikligi filmdeki tek elektonik yenilik denen seyin eski filmde kullandigi, evet yanlis duymadiniz arabada eski , Aston Martin in torpida gozunde hala niye oldugunu anlamadigim, kalp krizi geciren leri tekrar hayata dondurmek icin elektrik sok veren aletin olmasi. James Bond poker oynar iken farkinda olmadan! karsi takimin kotu kadin i ickisine zehir koyar ve James Bond musade isteyip , olmek uzere iken arabasina gidip kendine sok yapar....

Bir hayal kirikligi daha filmde eski araba, Aston Martin, olacak is degil...

Bir buyuk hayal kirikligi daha; " Bond Girls" yillar sonra bu filmde ki hic bir Bond kizini kimse hatirlamayacak. Bond kizlari inanilmaz sonuk ve silik idi.

Bir dahaki dusus... KONU... ortada teroristlere gidebilecek bir 100-150 milyon dolar para var. James Bond bu paranin onlarin eline gecmemesi icin ortaligi kasip kavuruyor fakat filmde yakilip yikilanlar 100 milyon dolar tutar herhalde. Soyle soyleyeyim bizim Shaq in basketbol ve reklamdan 100 milyon dolar kazandigi bir dunyada James Bond un 100 milyon dolari teroristlere kaptirmamak icin bunca ulkeyi isin icine sokmasi biraz ucuz kacti.

En buyuk hayal kirikligi ise James Bond un asik olup, bu ajanlik artik cekilmiyor, kuslar, agaclar , cicekler, kelebekler deyip MI6 den istifa etmesi idi.

Daha buyuk rezalet ise James Bond un asik oldugu kizin erkek arkadasini kurtarmak icin James Bond la iliskiye gecen siradan biri olmasi.

Daha buyuk bir rezalet ise , sahneyi gormek gerek, MI6 in baskaninin James Bond a telefonda sen artik dersini ogrendin, bundan sonra kimseye guvenmiyeceksin demesi:).....
Bir an aklimdan bu filmi Ayhan Isik da ceker di gecti...

Neyse, biz yinede 3 yilda bir gorevimizi yerine getirip James Bond u seyrettik.
Sizinde bosa gecirecek 144 dakikaniz var ise gidin deriz.

Sunday, November 19, 2006

Washington Macerasi.....

Uzun bir aradan sonra bu hafta sonu dinlenmeyi basardim diyebilirim. Gectigimiz hafta icinde tezime calismak icin her gece 3te yattigim icin cuma aksami saat 8.30da uyudum.. Gectigimiz persembe gunu AAASS konferansinda paper sunmak icin Washington'a gittim.

Havanin yagmurlu olacagini biliyordum ama hava sartlari yuzunden NY'a sabah 2ye dogru ulasacagimi hic dusunmemistim. Sabahin 5inde kalkip 7 treni ile DC'ye gittim. Orada hayat o kadar sakin ki. Biz Manhattan'daki kosusturmaya cok alismisiz. Herkes biryerlere kosusturuyor. O yuzden DC bayagi bir sakin geldi. Konferans iyi gecti. Doktora danismanimla ogle yemegi yedikten sonra sunusumu yaptim. Arastirmam konusunda bazi yararli tavsiyelerde bulundular.


Hersey bittikten sonra saat 3.30 gibi NY'a donmek icin Union Station'a gittim. Orjinal plan teyzemle bulusmakti ama hava kotu oldugu icin vazgectik. Ben de bir an once NY'a donmek icin biletimi degistirmeye calistim. Ama ne yazik ki tum biletler satilmis. Hava sartlarindan ucuslar iptal olunca, millet trenlere ususmus. Ben de saat 7ye kadar beklemek zorunda kaldim. Firsattan istifade Union Station'daki magazalari gezerek vakit gecirdim. Trenle yola ciktiktiktan 20 dakika sonra trenin elektrikleri kesildi. Daha sonra ogrendik ki, bir yuk treni kaza yaptigi icin Kuzey koridoru kapatmak zorunda kalmislar. Herkes ne yapalim diye dusunurken, yolculardan birisi bize ozel bir otobus ayarladi da NY'a donebildik. [Tabii iki saat trende bekledikten sonra.] NY'a vardigimda da biricik esim gelip beni Penn Station'dan aldi. Henuz birseyi cozemedim. Amtrak (tren sirketi) nasil oluyor da boyle durumlar icin hazirlikli olmuyor. Diger bir yolcunun degil de onlarin bize NY'a gidis caresi bulmasi gerekmez miydi? Neyse, herhalde onemli olan macerali bir gecenin sonunda gec de olsa NY'a ulasabilmemiz. Yerel haberlere gore, saat 11 itibari ile hala trende Washington'a geri goturulmeyi bekleyen yolcular varmis...

Monday, November 13, 2006

Gelismeler 2.....

Hafta sonunu pek disari cikmadan gecirdim. Malum doktora tezimi bitirmeye calisiyorum. Eve tasinali o kadar yogun bir tempodaydik ki, zamanin nasil gectigini anlayamadan kendimizi Kasim'in ortasina gelmis bulduk bile.

Bayramda ablamlar , Selma - Sarper - Sulun, NY'a ziyaretimize geldiler. Beraber cok guzel vakit gecirdik. Birileri gelince bizim icin de gezmek icin firsat oluyor. Ben de bir kac gun izin aldim. Bir sure icin turist olduk hep beraber.

Gectigimiz iki ayin highlighti Al Gore'in "Inconvenient Truth" (Uygunsuz Gercek) uzerine yaptigi konusma oldu. Filmini izlemeye firsatim olmamisti ama konusmasi beni cok etkiledi. Uygunsuz gercek kuresel isinma problemini ele aliyor. Kuresel isinmanin onune gecebilmek icin neler yapilmasi gerektigini anlatiyor.
[Bu arada sevgilim Al Gore ile tanisti ve baskanlik icin "run " eder ise onu destekleyecegimizi soyledi. Benim Oy um yinede " Barak Obama " ya. (simdi kendisi yazmaz diye ben ekleyeyim dedim. I.K.)]


Kitapta yer alan bu fotograf 7 Aralik 1972'de Apollo 17 tarafindan cekilmis. Bir astronot tarafindan cekilen en genis acili dunya resmi buymus. Fotografta Afrika kitasinin buyuklugu ve gizemliligi goze carpiyor. Gecenlerde arkadaslarla dunya haritasini tartisiyorduk. Niye cogu dunya haritasinda Avrupa ortada ve kuzeyde gosterilir diye. Oysa ki dunya yuvarlak. Mesela bu fotografta Afrika dunyanin ust kisminda gozukuyor. Bu konuyla ilgili olarak "South up" (guney yukarida) haritalari dunyaya degisik bir bakis acisi ile bakmak isteyenlere...

Sunday, November 12, 2006

Hafta Sonu Evdeyiz

Uzun suredir iki gunu evde gecirmedigimiz icin ev aktivitelerini ozlemisiz.
Yeni evimize tasindigimizdan bu yana surekli bir kosturma ve eksik tamamlama halindeyiz ve bu eksik tamamlama isi tamamlanmis degil.
Durumdan cok memnunuz, evimizi kendi zevkimize gore duzenler iken biricik esimle oldukca eglenmekteyiz.

Evde gecirilen hafta sonu dedik ama arada Cumartesi gunu iki saatligine, yeniden spor salonlarina donme cabalari icerisinde GYM e gidildi ve pazar sabahida yagmur oncesi bisiklet ile uzun bir Yancataw Park turu atildi.

GYM deyince, su son iki haftadir her gun bir iki saatligine spora donus halindeyim...
Hemen her gun gitmeye calistigim fakat ancak haftada 4-5 kere uygun saatte olanlari yakalayabildigim bir Spin Class var. Soyle soyliyeyim; iyi bir instructor ile daha iyi bir kardio exercise yapmadim. 45 dakika icinde ozel bu is icin yapilmis bisiklerler ustunde hiz, tempo ve resistance i degistirirek ancak bu kadar efektif bir 45 dakika olur. Tabi bu 45 dakika sonrasi veya oncesi bir 30 dakikalik " weight training session" ida ekleyince bayagi yogunlastirilmis bir geri donus oldu.

Soyle bir gecen 6 aylik zaman bakinca once Serin-Nadide Selcuk( anne babamiz ) arkasindan Gulfer Kazakci ( annemiz ) bizi oyle iyi baktilar ki Mart- Agustos arasi biz keyifle yenen ev yemekleri ve icilen bilare icecek ile isin dozunu kacirmisiz.
Ondan sonraki kisa Turkiye-Kibris tatili ile iyice keyiflendik:). Lakin bunca yemek ve icmek ile hareket kabiliyetimiz biraz azalmis.
Dolayisi ile GYM e geri donus cabasindaki bunca zorlanma ve geri donme ihtiyaci bundandir.

Cuma aksami Kilic Familyasi, Mesut ve Bay Hindistan ile sinemaya gittik. Bir suredir Cuma aksamlari sinema hepimiz icin iyi bir hafta sonuna baslangic aktivitesi oldu. Filmin tam adi "Borat: Cultural Learnings of America for Make Benefit Glorious Nation of Kazakhstan".
Benim yorumum sudur: Ancak Amerika' da ki kadar iyi bir marketing bu kadar kotu bir filmi bu kadar cok sayida insana izletebilir. Film tam bir hayal kirikligi idi, cok gereksizce ve kotu , amacsiz mesajsiz espiriler ile gecen bir sure idi. Bence youtube de izlenen bir iki klip ilginc olabilir fakat filme gitmek icin harcanan zaman tamamen bosa harcanan bir zaman.

Bunca aradan sonra biricik sevgilimle beraber Blog 'umuzu canlandirma karari aldik. Bundan sonra bizden guncel bilgileri buradan alabilirsiniz.

Yakinda gorusmek uzere.