Saturday, December 16, 2006

Etiyopya...

Yarin devam etmek uzere dedim ama New York'a donene kadar hic vaktim olmadi. " Workshop" umuz basarili gecti. 38 Afrika ulkesinden katilim oldu. Hepsi de birbirlerinden farkli, renkli karakterdeydiler ve genel olarak ortak noktalari rahat, cana yakin olmalari ve eglenmeyi bilmeleriydi.

Ethiopía ekonomik seviyesi dunya ortalamasinin alt siralarinda. Yillik kisi basina dusen milli gelir $823. Tarimcilik GDP’nin 40%’ini, ihracatin da %80’inini olusturuyor. En buyuk doviz kaynagi ise kahve. Ben genelde ev disinda kahve icmeyi pek sevmememe ragmen, bugune kadar ictigim en guzel kahve Etiyopya’da oldu. Sidamo, Harar and Yirgacheffe adindaki kahvelerini markalastirmak istiyorlar. Oxfam’a gore Starbucks’in bunu bloke etmeye calismasi Etiypya’nin yilda 88$ milyon gelirine engel oluyor dediler. Etiyopya’da fakirlik heryerde goze carpiyor.



Genelde fakirligin bir bolgede yogunlasmasini bekliyordum, ama otelden adim atar atmaz hemen hemen her yerde gozunuze carpiyor, Arabalarin etrafini saran dilenciler ve yol boyunca bir cok yer sokak cocuklari ile dolu. Insanin yuregi parcalaniyor. Buna ragmen, insanlar inanilmaz derecede sakin, durumlarini kabul etmisler, bir sekilde gunu gecireceklerini dusunuyorlar. Butun bu sartlara ragmen siddet ve toplum duzenini bozan olaylarin az olmasi bir diger nokta.
Etiyopya %61 Hristiyan (cogunluk Ortodoks), %33 de Musluman. Ziyaretim sirasinda bir suru kiliseye rastladim. Ama sadece bir tane camii gordum. Bu arada Hristiyanlik Etiyopya’ya Avrupa’dan once gelmis.

Bu arada Etiyopya Afrika’da kolonize edilememis tek ulke. Tabii ki denenmis ve bir cok savas yasanmis. En cok israr edenlerde Italyanlar olmus ve bes yil savasmislar. Ama sonunda Italyanlarla baris anlasmasi imzalamislar ve esir olarak da kullanilmaya direnmisler. Bu yuzden de kendileri ile cok gurur duyuyorlar. Hatta sokaktaki dilenciler yabanci(diger Afrika ulkesinden) para kabul edince Tanri’dan af diliyorlarmis “esirin bile parasini aldiklari” icin.

Etiopía’nin su anda basbakani azinliktan ve cogunluk tarafindan sevilmiyor. 2005’teki secim sonuclarinin muhalefet lehine olmasi bekleniyormus. Protestolara katilan muhalefet taraftarlari ve gazeteciler tutuklanmis. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Louise Arbour da gectigimiz Nisan’da Etiyopya’daki insan haklarinin endiselendirici durumda oldugunu soyleyip bastakileri kritik etmisti.

Butun bunlara ragmen Etiyopya’nin bassehri Addis Ababa (yeni cicek) guzelliklerle dolu bir yer. Insanlar cok cana yakin. Etiyopyan yemekleri cok guzel. Bu kadar yogunlugun arasinda Addis’teki restoranlari kesfetmeyi basardik. Buranin ulusal mutfaginin yaninda aranir ise italyan, cin restaurantlarininda bulabiliyorsunuz. Gelir gelmez uyarildik: sakin pismemis sebze ya da salata yemeyin diye. Tabii buna uymayan arkadaslardan biri bunun acisini cekti. Son aksam guzel bir Etiopían restoranina gittik.


Yemegi injera diye bir ekmek uzerine koyuyorlar. Injera “teff” otunun unundan yapiliyor ve sungerimsi birsey. Tabii ellerinizle yemek biraz kabiliyet istiyor. Neyse bayagi bir injera tuketerek yemeyi basardim. Yemekler cok lezzetliydi.

Restoranda canli muzik ve dans gosterisi de vardi. Danslari omuz ve uzerine odaklanmis. Bir ara baslarini oyle donduruyorlardi ki bakmaktan basim dondu. Sozleri anlamasam da muzikleri kulagimiza hos geldi.



0 Comments:

Post a Comment

<< Home